Destici’den sert açıklamalar
BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Edep, ölçü tanımayanların sosyal medya ya da televizyon ekranlarında neler söylediğini ve neler paylaştığını çok net bir şekilde görüyoruz. Hakkımızdaki konuşmalarda yer alan yanlışları düzeltmeye değer bulmuyor, nezaketsizliklerini ve saygısızlıklarını kendilerine iade ediyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar hakkımızı, hukukumuzu koruruz; edebimizi, ahlakımızı da muhafaza ederiz” dedi.
BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı öncesi açıklamalarda bulundu. Destici, “Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun başkent Beyrut’un güneyine düzenlediği hava saldırısında ölü sayısının 14’e, 9’u ağır olmak üzere yaralı sayısının 66’ya yükseldiğini açıkladı. Bir terör devletinin, suçlu, masum ayırmadan, asker, sivil ayırmadan, çocuk, kadın, yaşlı ayırmadan, hukuk tanımadan işlediği cinayetler devam ediyor. Saldırılar her fırsatta bize demokrasi ve hukuk dersi vermeye çalışan dünya devletlerinin uluslararası kuruluşların, görünüşte petrol zengini, gerçekte batılı devletlerin kölesi, sözde Müslüman Ortadoğu ülkelerinin kukla yöneticilerinin gözleri önünde yaşanıyor. Bu vahşete, bu soykırıma, bu hukuksuzluğa asla sessiz kalmayacağız. Gücümüz ne kadarına yetiyorsa o kadar direneceğiz. Katile katil, teröriste terörist, sömürgeciye sömürgeci, soykırımcıya soykırımcı demeye devam edeceğiz. Kurulduğu günden bugüne, korkmayan, satın alınamayan Muhsin Yazıcıoğlu’nun, korkmayan, satın alınamayan partisi, korkmayan, satın alınamayan dava arkadaşları olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘İDAM CEZASI BİR MECBURİYETTİR’
Destici, “Bir ayı aşkın süredir, Diyarbakır’da katledilen Narin kızımızı ve Tekirdağ’da istismar edilip darp edilen, halen yaşama tutunmaya çalışan Sıla bebeğimizi tartışıyoruz. Gündemden düşürülmesine müsaade etmeyeceğiz. Ta ki onlara bu vahşeti bu alçaklığı yapanlar hakkettiği cezayı alana kadar. Evlatlarımızla birlikte içinde yaşadığımız toplum için üzülüyoruz, endişeleniyoruz; evlatlarımız için acı duyuyoruz, insanlık adına utanıyoruz. Her iki hadisede de haklı tepkilerimizi dile getirirken, akıl ve sağduyudan asla uzaklaşmamalıyız. Bu korkunç, vahşi, alçak cinayeti, bu sapkınlıkları Diyarbakır’la, Kürt’le, namazla, imamla ilişkilendirmek alçaklıktır, namussuzluktur. Hiç kimsenin hayat tarzıyla ilgili değiliz. Ancak suçun, sapkınlığın, evrensel ahlak kurallarının ne olduğunu biliyoruz ve milletimizi tarih boyunca itibarlı kılan, güçlü kılan, ayakta tutan, yaşama gayemiz olan inançlarımızın, bu tip adi, alçakça, iğrenç sapkınlıklarla yan yana konmasını, yan yana anılmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Her iki hadisenin, tüm yönleriyle aydınlatılacağına, her iki hadisenin faillerinin tespit edileceğine yürekten inanıyorum. Ancak ve maalesef yargılama sonucunda her iki suça verilecek cezaların yeterli olmayacağını, verilecek cezaların işlenen suçların asla karşılığı olmadığını, bugünün ceza hukukunun bu suçları engellemeye yetmediğini, toplumu, çocuklarımızı, kadınlarımızı koruyamadığını, kamu vicdanını tatmin etmediğini bir kez daha ve altını çizerek ifade ediyorum. Bu tip suçları engelleyebilmek için sonrasında yeni cinayetlere, yeni acılara mani olabilmek için idam cezası bir mecburiyettir. İdamla birlikte, tahliyesiz müebbet hapis cezası da hukuk sistemimiz içerisinde mutlaka yer almalıdır. Bu tip suçlar için, özellikle ‘katalog suçlar’ olarak sınıflandırılan alanlarda cezalar artırılmalı, infaz süreleri muhakkak yeniden düzenlenmelidir” dedi.
‘HAKKIMIZDAKİ KONUŞMALARDA YER ALAN YANLIŞLARI DÜZELTMEYE DEĞER BULMUYORUZ’
Destici, sözlerine şöyle devam etti; “Geçen hafta, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, partisinin erken seçimle ilgili görüşünü kamuoyuyla paylaştı. Ben de basın toplantımızda bir soru üzerine, ‘iktidarların erken seçim kararlarına muhalefetin ‘hayır’ demesinin, demokratik ülkelerde pratikte mümkün olmadığını’ ifade eden, saygı çerçevesinde kısa bir yorum yaptım. Bunun üzerine hayatlarına ‘trol’ olarak devam eden birkaç eski medya yöneticisi, yaptığımız açıklamayla ilgili saygı ve ahlak dışı açıklamalar yaptılar. Biz, onların anladığı dilden konuşmayı biliyoruz. Eleştiriyle terbiyesizliğin, hicivle seviyesizliğin farkını da biliyoruz. Söz konusu şahısların geçmişte, uzun yıllar nasıl ve hangi maksatlarla kullanıldıklarını da biliyoruz. Aslında neyin ne olduğunu kendileri de biliyorlar. Sayın Özgür Özel’in açıklamasına tekrar dönersek, bugünkü şartlarda CHP’nin 2025 sonrası erken seçime ‘hayır’ demesi iki anlama gelir. Birincisi, çok iyi yönetiyorsunuz, 2 yıl daha devam edin. İkincisi, Cumhur İttifakı’nın mevcut adayını yenme ihtimalimiz yok, başka aday istiyoruz. Hakkımızdaki konuşmalarda yer alan diğer yanlışları düzeltmeye değer bulmuyor, nezaketsizliklerini ve saygısızlıklarını kendilerine iade ediyorum. Edep, ölçü tanımayanların sosyal medya ya da televizyon ekranlarında neler söylediğini ve neler paylaştığını çok net bir şekilde görüyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar hakkımızı, hukukumuzu koruruz ama edebimizi, ahlakımızı da muhafaza ederiz. Biz Türk’üz ve Müslümanız. Bizi siz itibar sahibi yapmadınız. Bizi itibarımızdan zerre koparamazsınız. Şefaatinizi istemiyoruz, mezarımızdan taş çalmayın; yeter diyoruz.”